her oyuncak siparişini yaparken ister istemez aramızda bir bağlılık oluyor. her diktiğim parçanın, her kopardığım ipin bir hatrı oluyor içimde. hal böyleyken, oyuncak bitip sıra alıcıya göndermeye gelince içim bir cız ediyor. sanki bebeğimi yolluyormuşum gibi.
onları iyi insanlara verdiğimi biliyorum, bilmezsem, en ufak bir güvenmesem bissürü emekle yaptığım bu oyuncakları vermem zaten. bu iyi insanlar eminim çok iyi bakıyordur oyuncaklarıma. görünce ne kadar sevinmişlerdir kim bilir...
anlayacağınız "sevgiyle yapıyoruz" yalan ya da reklam için kullanılan bir cümle asla değil. gerçekten severek yapıyorum onları.
bu sefer benim için yollaması daha da zor bir şey yaptım. küçük prens. bu küçük kahramanımın fotoğrafları gelince koyucam bloga ama inanın şimdiden özledim onu.
yirim.
Kurabiyegiller'in İşlerini Nam Nam Nam Yesem?
12 yıl önce
0 yorum:
Yorum Gönder