ben örtmen oldum! son zamanlarda eğitim gönüllüleri vakfı'nda gönüllü olarak ders vermeye başladım. çok garip bişiy çocuk dünyası. yeni yeni tanımaya, anlamaya çalışıyorum ama çocuklarla anlaşması hiçbir zaman zor olmamış beni bile zorluyorlar. bir yanıyla da bir sürü şey öğreniyorum tabii ki. hatta çocukların durumundan gelecekle ilgili fikirlerim bile oluyor.
içler acısı!
ilkokul 1, 2 ve 3ler. maalesef birinci sınıfın hepsi bence tekrar birinci sınıfı okumalılar. bir de o kadar üzücü ki, sınıfın yarısı daha okuma yazmayı bilmiyorken ben onlara hak adalet nedir onu anlatmaya çalışıyorum. kültürden bahsediyorum, neydi konumuz dedigimde "elbiseler" diyorlar. ya da "bugün incelediklerimizi cümleler halinde yazalim" dedigimde, "cümleler" yazaan bir kız çıktı ki gönül telim sızladı valla.
ama tabii ki bir yanıyla cok şekerler. inanılmaz sevgi dolular ve sevgilerini göstermekten çekinmeyecek kadar tertemizler... neseler hemen anlıyorsunuz. sizi sevilerse sarılıp öpmek istiyorlar, kızdılarsa dudak büküyorlar. duygular açısından reaksiyon almak çok kolay. sürekli gelip gelip "örtmenim çok güzelsiniz, örtmenim öpebilir miyim" diyip duruyorlar. bazen o kadar heyecanlılar ki, öyle izliyorum onları.
tabii ki vazgeçilmez soruları "örtmenim tuvalete gidebilir miyim?". o anlarda sims'teki adamlar gibi iki büklüm oldukları bile oluyor, hehe.
iki ders veriyorum şimdi, biri zaman makinesi diye bi etkinlik dersi. oyunlarla anlatıyorum dersi. yaz icin. diğeri de düşler atölyesi, plastik sanatlarla ilgili. direk ismine tav olmuştum zaten.
o sınıfı çok seviyorum 3. sınıflar, hem çok hevesliler hem çok zekiler. sürekli "vaay telden ağaç yapmak kimin aklına gelirdi, örtmenim çok harikalar" diyip duruyolar. hehe.
bir şehir oluşturduk onlarla, herkes farklı bir kısmını yaptı şehrin, birleştirip "düşler şehri" yarattık. kartondan evleri, strafordan tren ve tren istasyonu, telden ağaçları ve jelatinden arabaları bile var!
ne olmak istediklerini soruyorum her sınıfa, her büyük insan gibi. çok komik cevaplar alıyorum. mesela bir tanesi küçükken(ondan daha ne kadar küçük olucaksa?!) çöpçü olmak istemiş, çöp arabalarını çok sevdiği için. biri perdeci olmak istemiş ama zavallım perdeciliği hemşirelik sanıyormuş. -heralde iğne yaparken perdeyi kapattıkları için-, genellikle erkek çocuklar tabii ki polis olmak istiyor. asker olmak isteyen bile var. kızlar ya doktor ya öğretmen. amacım daha çok sanatla ilgili mesleklere yöneltmek yeteneği olanları.
umarım biraz etkilenirler de heves ederler. daha çok değişir gerçi istedikleri meslekler ama olsun.
bakalım daha neler olacak? küçük tabularasalar büyüyünce nasıl olucaklar acaba...
Kurabiyegiller'in İşlerini Nam Nam Nam Yesem?
12 yıl önce
0 yorum:
Yorum Gönder